Soğuğa Bağlı Acil Durumlar

Soğuğa Bağlı Acil Durumlar

Vücuttaki kimyasal reaksiyonların gerçekleşebilmesi için vücut sıcaklığı 370C civarında belli sınırlar içinde korunmalıdır. Ancak aşırı soğuk nedeni ile soğuğa maruz kalınması durumunda vücut sıcaklığı düşer ve bölgeye yeterince kan gitmemesi ve dokularda kanın pıhtılaşması ile dokuda hasar oluşur. Genel olarak soğuğa bağlı acil durumlar, hipotermi ve lokal soğuk yaralanmaları olarak iki sınıfta incelenebilir. Hipotermi Hipotermi, merkezî vücut sıcaklığının 35°C altına düşmesidir. Vücuttan radyasyon, konveksiyon, kondüksiyon, buharlaşma yolları ile ısı kaybedilir. Radyasyon (Çevreye ısı yayma): Normal koşullarda vücudun en çok ısı kaybettiği yol radyasyondur. Hareket hâlinde bu enerji 2-5 kat daha artabilir. Dış çevre sıcaklığı düştükçe radyasyon yoluyla kaybedilen ısı da artar. Konveksiyon (Vücut yüzeyindeki hava hareketi ile): Konveksiyonla olan ısı kaybıhava hareketinin hızına bağlı olarak arttığı için doğada rastlanan hipotermi olgularının en yaygın nedenidir. Uygun giyinme bu tip ısı kaybını büyük ölçüde azaltmaktadır. Rüzgar geçirmez dış giysiler konvektif ısı kaybını ortadan kaldırırlar. Kondüksiyon: Vücuttan daha soğuk olan bir iletkenle temas edildiğinde ısı kaybedilir. Su iyi bir iletken olduğundan suya düşmelerde hipoterminin sebebi kondüksiyondur. Giysiler ıslak olduğunda da kondüksiyonla büyük miktarda ısı kaybedilir. Bu durumlarda olan ısı kaybı normalin 25 katı kadar olabilir. Buharlaşma (Evaporasyon): Normalde vücut sıcaklığının %20-30’u buharlaşmayla kaybedilir ve bunun da 2/3’ü deri yoluyla olur. Terleme soğuk havalarda bile az miktarda devam eder. Ayrıca nefesle alınan havanın ısıtılması ve nemli duruma getirilmesi için de ısı kaybedilir.

Hipotermi düzeyleri

Hipotermide belirtiler vücut sıcaklığına bağlı olarak değişmektedir. Vücut sıcaklığındaki düşüş ile birlikte ortaya çıkan belirtiler aşağıda verilmiştir. Hafif hipotermi: Vücut sıcaklığı 32–35°C arasındadır. Cilt soluk ve soğuk, titreme, nabız artışı, kan basıncı yüksekliği, takipne (hızlı soluk alıp verme) ve uyku hâli ile seyreder. Orta derecede hipotermi: Vücut sıcaklığı 30–32˚C arasındadır. Titreme kesilir, nabız ve kan basıncı düşer. Zihinsel fonksiyonlarda yavaşlama, yutma ve öksürük refleksi kaybı vardır. Mide içeriği gibi yabancı maddelerin solunum sistemine gitmesi olarak tanımlanan aspirasyon genel komplikasyondur. Ağır hipotermi: Vücut sıcaklığı 30˚C’nin altındadır. Koordinasyon bozukluğu, konfüzyon, letarji (Sesli ve ağrılı uyaranlarla uyandırılabilir, bırakınca tekrar uyur.) ve koma (uyandırılamayan yanıtsızlık hâli) gelişir.

Hipotermide yapılması gerekenler 

  • Kişi soğuktan uzaklaştırılmalıdır.
  • Kişinin rüzgardan etkilenmesi önlenmelidir.
  • Isı kaybı önlenmelidir. (ıslak kıyafetler varsa kurularıyla değiştirilir, kişinin başı örtülür, altına ve üzerine vücut sıcaklığını koruyacak battaniye, havlu, palto gibi şeyler yerleştirilir.)
  • Kişi yatırılmalı, ani hareket ya da fiziksel egzersiz yaptırılmamalıdır.
  • Eğer bilinci açıksa ve yutabilecek durumdaysa ılık ve şekerli içecekler verilmelidir. 
  • Artan uyuma isteğine karşılık uyumaması sağlanmalıdır.
  • Ciddi hipotermi durumunda tıbbi yardım istenmelidir.

Hipotermide yapılmaması gerekenler

  • Kişi ani olarak ısıtılmamalıdır.
  • Hemen çok sıcak bir yere alınmamalıdır.
  • Doğrudan bir ateşe, sobaya ya da herhangi bir ısı kaynağına maruz bırakılmamalıdır.
  • Sıcak su doldurulmuş şişeler, termoforlar, elektrikli battaniyeler kullanılmamalıdır.
  • Masaj yapılmamalı, ovulmamalıdır.
  • Sigara ve alkol verilmemelidir
  • Bandaj yapılmamalıdır.
  • Cilde ilaç, merhem vb. sürülmemelidir.
  • Hipotermik kazazedenin olay yerinde tamamen ısıtılmasına çalışılmamalıdır.

Yeniden ısıtma, hastane ortamında bile düzeltilmesi güç, çok ciddi kalp atım bozukluklarına neden olabilir. Bu ritim bozuklukları olay yerinde düzeltilemez.

Lokal Soğuk Yaralanmaları

Soğuğa maruz kalan kulak, burun, alın, çene gibi küçük bölgelerde meydana gelen yaralanmalardır. Bu tip yaralanmaların şiddeti soğuk havanın tipi, rüzgarın şiddeti, süresi ve neme bağlı olarak değişebilir. Lokal soğuk yaralanmalar uçların donması (soğuk şişliği, frostnip), siper ayağı (immersiyon ayağı), donma şeklinde görülebilir. Uçların donması (soğuk şişliği, frostnip) Ellerin, ayakların soğuktan çatlayıp şişmesi ile görülen sekel (iz) bırakmayan soğuk yaralanmasıdır. Bu durum ağrılı olmadığı için birey bunun bir soğuk yaralanması olduğunu anlayamayabilir. Burun, el ve ayakta soğuk nedeniyle oluşan kızarıklık, şişme ve bazen de deride soyulmalar olabilir. Hafif ve yüzeysel bir hasar vardır. Denizciler ve dağcılar sık etkilenen gruplardır. Ellerin koltuk altlarına sokulması, burnun avuç içlerine alınması yarar sağlar. Yeniden ısıtmada bu bölgelerde karıncalanma ve kızarma olabilir.

Siper ayağı (trench foot)

Siper ayağı uzun süre (10-12 saat) soğuk suya veya soğuğa maruz kalma sonucu ayaklarda görülür. Genellikle soğuk suda avlanan avcılar, yaya yürüyenler, askerler ve balıkçılarda görülür. Islak bot ya da ayakkabının uzun süre çıkarılmaması, havanın soğuk olması ve kişinin uzun süre hareketsiz kalması siper ayağının oluşmasında önemli etmenlerdir. Başlangıçta karıncalanma ve uyuşukluk görülür. Zaman içinde bu tablo ilerler, ödem ve büller (kabarcık) gelişir. Bu durum devam ederse donan kısımda iskemi (doku beslenmesinin bozulması) gelişir. Çok ağrılıdır.Ayaktaki ıslak ayakkabı veya bot, çoraplar çıkarılmalıdır. Ayak yavaşça ısıtılmalı ve ısıtılmış bölge tekrar soğuğa maruz bırakılmamalıdır.

Donma

Donma, dokuların soğuk hava, su, sıvı ya da gaza maruz kalması ile oluşan yaralanmadır. Donma en ciddi lokal soğuk yaralanmasıdır. Donmada hücrelerdeki sıvı donarak kristal hâle gelir. Buz eridiği zaman hücrede hasar oluşur veya kangren oluşarak kalıcı hasara sebep olur. Yaralı halsiz ve uykuludur. Hareketleri ağır ve ağrılıdır. Donmaya maruz kalan insanların çoğu açık havada çalışanlar, ruhsal durumu bozuk olanlar, evsizler ve uzun süre açık arazide yapılan sporla uğraşanlardır. Yetersiz giyinme, hareketsizlik, daha önceden donma öyküsünün bulunması kolaylaştırıcı etmenlerdir. Isı ne kadar düşükse ve maruz kalma ne kadar uzunsa dokuların etkilenmesi de o ölçüde fazladır. Kötü beslenme, enfeksiyon, şeker hastalığı, vasküler (damarlara ait) hastalıklar, sigara ve alkol kullanımı doku zedelenmesini ve işlevlerini etkileyen diğer etmenlerdir. Lokal donmalarda en çok etkilenen bölgeler eller ve ayaklardır. Bunların yanında burun, kulak ve kornea sık etkilenen diğer dokulardır. Klinik olarak başlıca üç grupta incelenebilir.

  1. Birinci derece donuk: En hafif şeklidir. Erken müdahale edilirse hızla iyileşir. Deride solukluk, soğukluk hissi olur. Uyuşukluk ve hâlsizlik görülür. Daha sonra kızarıklık ve iğnelenme hissi oluşur. Ortalama 5-10 gün sonra deride soyulma görülür.
  2. İkinci derece donuk: Soğuğun sürekli olması ile belirtiler belirginleşir. Zarar gören bölgede gerginlik hissi olur. Ödem, şişkinlik, ağrı ve içi su dolu kabarcıklar (bül) meydana gelir. Su dolu kabarcıklar iyileşirken siyah renkli kabuklara dönüşür.
  3. Üçüncü derece donuk: Dokuların geriye dönülmez biçimde hasara uğramasıdır. Canlı ve sağlıklı deriden kesin hatları ile ayrılan siyah bir bölge oluşur.

Donmada ilk yardım

  • İlk olarak mümkünse yaralı donma bölgesinden uzaklaştırılmalıdır.  Böyle bir hasta öncelikli olarak 20 derece civarında oda sıcaklığına alınmalıdır. Gerekirse hava akımını kesmek için çevresine rüzgarlık gerilmelidir.
  • Donmuş vücut kısmındaki elbiseler ve ayakkabı çıkarılmalı, eğer elbiseler donmuş ve deriye yapışmışsa hafif ılık bir su uygulanarak buzun erimesi sağlanmalıdır. Kuru ısıtılmış giysiler giydirilmeli ve kuru, sıcak battaniyelerle örtülmelidir.
  • Yaralının yüzük, saat, bilezik gibi takıları varsa çıkarılmalıdır. Donma nedeniyle şişlik olursa bunlar kol ve parmağı sıkarak dolaşımı bozmaktadır.
  • Yaralı karla ve elle ovuşturmamalı, masaj yapılmamalıdır.
  • Yaralı elle tutularak ve nefesle ısıtılmalıdır. 
  • Donmuş organ, alev, ateşe tutulmamalı, aşırı sıcak suya sokulmamalıdır.
  • Donmuş kişi soba-lamba gibi lokal ısı kaynaklarından uzak tutulmalıdır.
  • Ayaklarında donma olan birey yürütülmemelidir.
  • Yaralı sedye ya da sırt tahtası ile taşınmalıdır.
  • Yaralının bilinci yerinde ise ılık, şekerli içinde alkol bulunmayan içecekler verilmelidir.
  • Deride oluşan su dolu kabarcıklar delinmemelidir.

 

Soğuğa Bağlı Acil Durumlar

Efor OSGB İstanbul; Tecrübeli İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleriyle İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinizde kaliteli ve güvenilir OSGB’dir. Efor OSGB ile Geleceğe GÜVENLE Bakın!