İş Kanununun Amacının Düzenlenmesi
İş Hukukunun Kapsamı | İş Kanunu’nun amaç ve kapsamını düzenleyen 1. maddesinde, “Bu kanunun amacı, işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir. Bu kanun, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün iş yerlerine, bu iş yerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konusuna bakılmaksızın uygulanır.” denilmiştir.İş Kanunu’nun 4. maddesindeki istisnalar dışında kalan her iş yeri, kendiliğinden İş Kanunu’nun kapsamında değerlendirilmiştir. Bir iş yerini kuran, devralan veya konusunu değiştiren işveren, iş yerini ve değişiklikleri bir ay içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma ve İşkur İl Müdürlüğüne bildirmek zorundadır. Böyle bir bildirim olmasa bile İş Kanunu’nun kapsamındaki bir iş yerinde çalışan bir kişi kanun kapsamında değerlendirilir ve bu iş yerinin Çalışma ve İşkur İl Müdürlüğüne bildirilmiş olup olmaması, bu duruma etki etmez.
İstisnalar
İş Kanunu’nun 4. maddesinde yer alan ve İş hukukunun kapsamı dışında kalan işlerini aşağıdaki şekilde açıklayabiliriz;
Deniz ve hava taşıma işleri
Deniz ve hava taşıma işleri, kendine özgü nitelikleri olduğu için İş Kanunu kapsamı dışında tutulmuştur. Buna göre, deniz, göl ve nehirlerde insan, hayvan ve eşya taşıma işleri kural olarak İş Kanunu’nun kapsamı dışında tutulmuştur. Bu işlerin İş Kanunu’nun kapsamı dışında tutulmasının en önemli nedenlerinden birisi, denizlerde yapılan işlerin kendilerine has özelliklerinden dolayı özel bir çalışma düzeni gerektirmesidir. Bundan dolayı deniz taşıma işlerinde uygulanmak üzere 854 sayılı Deniz İş Kanunu çıkarılmış bulunmaktadır. Ancak bununla birlikte deniz taşıma işlerinin tamamının İş hukukunun kapsamı dışında olduğunu da söyleyemeyiz. Örneğin; kıyılarda, liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işleri İş Kanunu’nun uygulama alanı içerisine alınmıştır. Yine bunun yanında denizlerde yapılan ve Deniz İş Kanunu’nun hükümlerine tabi olmayan, bununla birlikte tarım işi kapsamında da sayılmayan ve “denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri” de İş Kanunu’nun 4/2. maddesi kapsamında değerlendirilmiş ve kanun kapsamına alınmıştır. Buna göre denizlerde, balık, balık yumurtası, sünger gibi deniz ürünlerini üretenler ile bunların yanlarında çalışanlar İş Kanunu’nun kapsamında sayılmaktadırlar. Hava taşıma işleriyle ilgili olarak ise müstakil bir kanun henüz çıkarılmamıştır. Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işler ise İş Kanunu’nun kapsamı içindedir. Buna göre İş Kanunu’nun kapsamı dışında tutulanlar, pilot, hostes, makinist, telsizci gibi uçuş personelidir.
Elliden az işçi çalıştıran (elli dâhil) tarım ve orman işleri
Tarım işlerinin çok değişik şekillerde olması, tarım işçisi ve işverenini tanımlama güçlükleri, tarım alanındaki iş gücünün mevsimlere göre başka bölgelere göç etmesi, çalışma sürelerinin tespitindeki zorluklar, çalışmanın mevsimlere ve mevsim şartlarına bağlı olması, tarımda riskin diğer iş yerlerine göre daha azlığı, çalışmanın açık havada yapılması ve çalışanların tabii besinlerle beslenmesi gibi nedenler, İş Kanunu’nun tarım işlerine uygulanmasını, hatta ayrı bir Tarım İş Kanunu’nun çıkarılmasını zorlaştırmaktadır. Ülkemizde çalışan nüfusun birçoğunun tarım kesiminde çalıştığı düşünülecek olursa, bunların çalışma koşullarının düzenlenmesinin önemi kendiliğinden ortaya çıkacaktır. İş Kanunu, elliden az (elli dâhil) işçinin çalıştığı tarım ve orman işlerinde bu kanun hükümlerinin uygulanamayacağını belirtmiştir. Bununla birlikte bir tarım işletmesinin değişik iş yerlerinde çalışanlarının toplam miktarı 51’i geçmesi hâlinde, bu işletmenin her bir iş yeri İş Kanunu kapsamında değerlendirilecektir. 50 işçiden az işçinin çalıştığı tarım ve orman iş yerleri, İş hukukunun kapsamı dışında tutulmuş ise de istisnai olarak bu kanunun 113. maddesinde “İş Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (ı) bentlerinde sayılan iş yerlerinde çalışan işçiler hakkında bu kanunun 32, 35, 37 ve 38. madde hükümleri uygulanır.” denildiğinden İş Kanunu’nun, ücretin ödenmesine , ücretin saklı kısmına , ücret hesap pusulasına , ücret kesme cezasına ilişkin hükümlerinden bu işçiler de yararlanır. İş Kanunu’nun 4. maddesindeki istisnaların da istisnasının yer aldığını görmekteyiz. Buna göre İş Kanunu’nun 4/2‐c fıkrasında yer alan tarım sanatları, tarım araçları, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işler, tarım işletmelerinde yapılan yapı işleri ile halkın yaralanmasına açık veya iş yerlerinin eklentisi durumundaki park ve bahçe işlerinde yapılan çalışmalar, İş Kanununun kapsamı içindeki çalışmalar olarak kabul edilmektedir. Örneğin, zeytin ve süt üretiminde çalışanlar İş Kanunu’nun kapsamı dışında iken, bu ürünleri işleyerek zeytinyağı, peynir ve yağ üretenler İş Kanunu’nun kapsamı içinde yer almaktadır. Yine bununla birlikte bir tarımsal işletmede yapılan imalathane, atölye, depo, lojman inşaatında çalışan işçiler de İş Kanununun kapsamındadır.
Aile ekonomisi sınırları içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işleri
Tarım işleri ile bağlantısı dolayısıyla kapsam dışı bırakılan bu tür işlerle ilgili olarak, yukarıda tarım işleri başlığı altında açıklama yapılmıştır. Burada da bir tarım işletmesinde yapılan yapı işleri İş Kanunu kapsamı içindedir. Ancak yapılan bu iş, aile ekonomisi sınırları içerisindeyse İş Kanunu’nun kapsamı dışında kalacaktır.
Evlerde yapılan el sanatları işleri
Dışarıdan biri katılmayarak, bir ailenin üyeleri ve hısımları arasında evlerde yapılan işlere bu kanun hükümleri uygulanmaz. Evlerde yapılan bir işin bu istisna kapsamında yer alabilmesi için, evlerde yapılması ve halıcılık gibi el sanatı olması ve üçüncü dereceye kadar hısımlar arasında yapılması gerekmektedir.
Ev hizmetleri
Ev hizmetleri, yemek, temizlik, çamaşır, hizmetçilik, çocuk bakıcılığı, bahçıvanlık gibi evin günlük işleridir. Bu işler İş Kanunu kapsamı dışındadırlar. Bu işler, İş hukukunun kapsamı dışında bırakıldığından, bu hizmetleri gören kimselerle bunları çalıştıranlar arasındaki hukuki ilişkilere de Türk Borçlar Kanunu’nun hizmet sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Bununla birlikte evdeki hastaya bakan hemşirenin çalışması ev hizmeti olarak kabul edilemez, bu kişinin çalışması İş Kanunu kapsamında bir çalışmadır.
Çıraklar
İş Kanunu’nun 4. maddesine göre çıraklar, yaşları ne olursa olsun iş sağlığı ve iş güvenliği hükümleri dışında kalan hususlarda bu kanunun kapsamı dışında kalmaktadır. Mesleki Eğitim Kanunu kapsamına giren çıraklar adı geçen kanuna, kapsamı dışında kalan çıraklar ise Türk Borçlar Kanunu’na tabi olurlar.
Sporcular
Bu kanun, sporcular hakkında da uygulanamayacaktır. Kapsam dışı tutulan yalnızca sporcular olup, spor kulüplerinde diğer işlerde çalışanlar, İş Kanunu kapsamında sayılmaktadır. Kanun kapsamı dışında bırakılan profesyonel sporcular için Türk Borçlar Kanunundaki hizmet sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Ancak profesyonel futbolcular için 1992 tarihli Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 30. maddesine dayanılarak çıkarılan Profesyonel Futbol Talimatı, profesyonel futbolcu ile spor kulübü arasındaki hizmet sözleşmesi ilişkilerini etkileyici hükümler getirmiş bulunmaktadır. Yargıtay’a göre de spor kulübünde profesyonel çalıştırıcı olarak çalışanlar İş Kanunu kapsamındadırlar. İş Kanunu’nun 4. maddesi ile yalnızca sporcular bu kanun kapsamı dışında bırakılmış olup, antrenörler iş sözleşmesi ile çalışmaktadırlar. İşverenle antrenör arasında çıkan uyuşmazlıkta görevli mahkeme İş Mahkemesi’dir.
Rehabilite edilenler
Hastalık veya kaza sonucu, bedence veya ruhça sakat kalanların gerek Sağlık Bakanlığı, gerekse bir kısım devlet kurumları tarafından yapılan tedavileri ve ameliyatları sonunda, bu kişilerin işe alıştırılmaları (rehabilitasyonu) için özel merkez ve yerlerde yapılan çalışmalar, İş Kanunu kapsamı dışındadır. Kanundaki bu istisna genelde haklı kabul edilmektedir. Rehabilite edildikten sonra veya edilmeden bir iş yerinde iş sözleşmesiyle çalışan özürlüler İş Kanunu’na tabi bulunmaktadırlar.
Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanunu’ndaki tanıma uygun olarak üç kişinin çalıştığı iş yerleri
Kanun, bu nitelikteki işyerlerini de kapsam dışı bırakmıştır. Bu hükmün uygulanabilmesi için, sözü edilen iş yerinin bir esnaf ve küçük sanatkâra ait olması, bu iş yerinde çalıştırılan işçi sayısının üçü geçmemesi gerekmektedir. 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanunu’nun 3/a maddesine göre esnaf ve sanatkârlar, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimselerdir. Bu tanıma göre terzi, marangoz, kundura tamircisi, dokumacı, tornacı, demirci, oto tamircisi, şoför bu kanun kapsamında esnaf ve küçük sanatkâr sayılmaktadır.İş Kanunu’nun 113. maddesinde “Bu kanununun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (ı) bentlerinde sayılan iş yerlerinde çalışan işçiler hakkında bu kanunun 32, 35, 37 ve 38. madde hükümleri uygulanır.” denildiğinden kanununun, ücretin ödenmesine , ücretin saklı kısmına , ücret hesap pusulasına , ücret kesme cezasına ilişkin hükümlerinden bu kişiler de yararlanırlar.
Deniz İş Kanunu’nun Kapsamı
Deniz İş Kanunu’nun 1. maddesi bu kanunun uygulama alanını göstermektedir. Denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk bayrağını taşıyan yüz ve daha yukarı grostonluk gemilerde, bir iş sözleşmesi ile çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında Deniz İş Kanunu’nun hükümleri uygulanacaktır. Buna göre Deniz İş Kanunu’nun hükümlerinin uygulanmasında geminin Türk bayrağı taşıyan ve yüz veya daha yukarı grostonluk bir gemi olması gerekmektedir. Bu şartları taşıyan geminin amacı Deniz İş Kanunu’nun uygulanıp uygulanmamasında önem arz etmez. Bununla birlikte yüz grostonun altında olan birden çok gemi, aynı işverene ait ve toplam miktarı yüz grostonu aşıyorsa burada da bu kanun hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Deniz İş Kanunu kapsamı dışındaki gemilerdeki iş ilişkilerinde Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
Basın İş Kanunu’nun Kapsamı
Basın İş Kanunu’nun 1. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, bu kanun hükümleri Türkiye’de yayınlanan gazetelerde, dergilerde, sürekli yayınlarda, haber ve fotoğraf ajanslarında, her türlü fikir ve sanat işlerinde çalışanlarla bunların işverenlerine uygulanır. İş Kanunu’nda istisnaların yer aldığı 4. maddede basın sektöründe yapılan çalışmalarla ilgili her hangi bir hüküm yer almamıştır. Yalnızca iş sözleşmesi fesihlerinin geçerli bir nedene dayandırılması, 19. madde bağlamındaki şekliyle sözleşme feshinin yapılması, fesih bildirimine itiraz, geçersiz feshin sonuçları ve toplu işçi çıkarma gibi iş güvencesiyle ilgili hükümlerden basın çalışanlarının da yararlanacağı belirtilmiştir. Birinci maddede yer alan tanımdan anlaşılacağı üzere Basın İş Kanunu’nun kapsamında yer alan bir çalışmadan söz edebilmemiz için, çalışmanın Türkiye’de yayınlanan bir yayın kuruluşunda yapılması lazımdır. Yabancı ülkede yapılan yayınlar, Türkiye’de Türk işçi çalıştırsalar bile bu kanun kapsamında sayılmayacaklardır. Bir diğer unsur ise, bu kanunun uygulanacağı gazetecilik mesleğini yerine getirenlerin, doğrudan ve sürekli olarak fikrî veya sanatsal katkıda bulunmaları gerekmektedir. Bu bağlamda köşe yazarları ile yazı işleri müdürleri Basın İş Kanunu’nun kapsamında sayılmaktadır. Buna karşılık gazete dergi ve haber ajanslarında düşünsel bir katkıda bulunmadan idarecilik yapanlar, teknik işleri yerine getirenler, idare ve personel müdürleri, ilan, pazarlama ve satış işlerinde görev yapanlar, sekreterler, basım ve dağıtım işinde çalışanlar iş sözleşmesiyle çalışmalarına rağmen Basın İş Kanununun uygulama alanı dışındadırlar. Bu kişiler İş Kanunu’nun 4. maddesindeki istisnalar arasında sayılmadıklarından İş Kanunu’nun kapsamı içindedirler. Basın‐İş Kanunu’nun uygulanmadığı veya boşluk olduğu yerlerde Türk Borçlar Kanunu uygulanır.
Türk Borçlar Kanunu’nun Kapsamı
Yukarıda sayılan kanunlar kapsamına girmeyen veya bu kanunların boşluk olarak bıraktığı durumlarda Türk Borçlar Kanunu’nun hizmet sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
2013 yılından beri İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından yetkilendirilmiş Ortak Sağlık Güvenlik Birimi olarak hizmet veriyoruz.
Efor OSGB istanbul | İş Sağlığı ve Güvenliğiniz Emin Ellerde!…