İş Hukuku Kavramı

İş Hukukunun Hukuk Sistemi İçindeki Yeri

İş hukuku, bir işverene bağlı olarak ve bir iş sözleşmesine dayanarak çalışanların hukuku olarak tanımlanmaktadır. Çalışanlar bağımlı çalışanlar ve bağımsız çalışanlar olarak ikiye ayrılırlar. Fakat iş hukukunun tanımında, başkasına bağımlı olarak ve başkasının organizasyonunda yapılan bir çalışma yer almaktadır. Bağımlı çalışanlar ise işçiler ve memurlar olarak ikiye ayrılırlar. Ancak tüm bağımlı çalışanlar, bu hukuk dalının kapsamına girmeyip bir iş sözleşmesi ile çalışan işçiler bu kapsamda yer almaktadır. Bağımlı çalışmalarına rağmen bir kamu kurumunca genel idare esaslarına  göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini yerine getirmek üzere atama işlemi ile işe alınan ve çalışma koşulları önceden tek taraflı olarak belirlenmiş kamu hukuku statüsüne göre çalıştırılan memurlar, kural olarak iş hukukunun kapsamına giremezler. Bunların hukuki statüleri idare hukuku esaslarına göre belirlenmektedir. Yalnız 2010 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle kamu çalışanlarına sendika kurma ve toplu görüşme hakkı sağlandığından memurlar bu konular itibarıyla iş hukukuyla ilişkilendirilmektedir.

Bir çalışmanın iş hukuku kapsamında sayılabilmesini anlamak için çalışanla çalıştıran arasındaki ilişkinin bir iş sözleşmesine dayanıp dayanmadığına bakmak gerekmektedir. Taraflar arasında böyle bir sözleşmesel ilişki varsa; çalışana işçi, çalıştırana işveren, çalışmanın yapıldığı yere ve eklentilerine de iş yeri denilmektedir . Bu çalışmanın bedenî ve fikrî olması, sayısının az veya çok olması, özel veya kamu kesiminde yapılması, sonuçta bir değişiklik yaratmayacak ve bu ilişki iş hukuku kapsamında bir ilişki olarak kabul edilecektir.

İş sözleşmesinin taraflarından olan işverenin yalnızca iş hukukuna tabi olarak faaliyette bulunduğunu kabul etmek doğru değildir. Zira işveren, aynı
zamanda bir sanayici veya tacir de olabilmektedir. Böylece işverenler,faaliyetlerinin bir kısmı itibarıyla iş hukukunun kapsamına girerken diğer taraftan ticaret hukukunun kapsamına girerler. İşçiler ise bütün mesleki faaliyetleri bakımından iş hukuku kapsamındadır.

İş hukuku; işveren için değil, tam tersine işçinin özel ihtiyaçlarına dayanarak ve onları ekonomik bakımdan daha güçlü olan işverenlere karşı korumak için doğmuş bir hukuk dalıdır. Şu hâlde iş hukukunda işçi tamamen ön sırada yer almış ve iş hukuku, işçilerin özel hukuku biçiminde de nitelenen bir hukuk dalı hâline gelmiştir. İş hukuku, işçinin işçi olma durumunun taşıdığı özelliklerle ilgili olarak işçinin bütün hukuki ilişkilerini içine alır. Bu itibarla iş hukuku; işçinin iş sözleşmesinde yeralan ve işverenle olan ilişkileri yanında, aynı işletme ve teşebbüse ait olmaktan
çıkan diğer işçilerle ve devletle olan hukuki ilişkilerini de kapsar. Devletin bu anlamda çalışma yaşamına müdahale ettiğini görmekteyiz. Devlet üçüncü birunsur olarak iş ilişkisinde yerini almakta ve devletin varlığı bu ilişkide kaçınılmaz hâle gelmektedir. Bu açıklamalardan çıkan sonuca göre iş hukuku; işçi, işveren ve devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen ve bunları inceleyen bir hukuk dalıdır. Yine bu açıklamalardan hareketle işin temel niteliklerini özetle şöyle sıralamak mümkündür:

  • İş, rızai ve gönüllü bir durum olduğu kadar aynı zamanda insan tabiatının bir özelliğidir. Keza, maddi ve manevi bir gayreti gerektirdiği için de zahmetli bir faaliyettir.
  • İş; zihnî, bedenî veya hem zihnî hem de bedenî bir gayreti gerektirmektedir.
  • İşin en önemli özelliklerinden birisi de başkası tarafından teşkilatlandırılan bir düzen içinde yürütülmesidir. Bu nitelik işe ve işçiye bağımlılık karakteri kazandırmaktadır. Bu da çalıştırana göre daha zayıf durumda bulunan işçinin korunması fikrinin doğumuna sebep olmuş ve iş hukuku “işçinin himayesi hukuku” olarak benimsenmiştir.

İş hukukunun sadece işçilerin işverenlerle karşılıklı ve birbirleriyle olan hukuki ilişkilerini değil, bunların devletle olan ilişkilerini de düzenlemesi ve
kapsaması nedeniyle bir bütün olarak özel hukuk ve kamu hukuku alanlarından sadece birine girdiği söylenemeyecektir. Diğer bazı hukuk dallarında görüldüğü gibi, iş hukukunun bazı bölümlerinde özel hukuk bazı bölümlerinde ise kamu hukuku ilkeleri hâkimdir.

2013 yılından beri  İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından yetkilendirilmiş Ortak Sağlık Güvenlik Birimi olarak hizmet veriyoruz. 

Efor OSGB İstanbul; Tecrübeli İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleriyle İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinizde kaliteli ve güvenilir OSGB’dir. Efor OSGB ile Geleceğe GÜVENLE Bakın!