Dinlenme ve Tatil Hakkı

Dinlenme ve Tatil Hakkı

Dinlenme ve tatil hakkı çalışanlar için yasalar ile korunmuştur. Bu haklar ara dinlenmesi, ücretli tatiller, hafta tatilleri, resmi tatiller ve yıllık ücretli izinleri kapsamaktadır. 

Ara Dinlenmesi

Dinlenme ve tatil hakkı içinde yer alan ara dinlenmeleri; günlük çalışma süreleri arasında işçinin yemek, içmek, dinlenmek gibi günlük ihtiyaçlarını karşılaması için verilmesi zorunlu olan izinlerdir. Ara dinlenme sürelerinde işçiler, kural olarak serbesttirler. Yani isterlerse bu izinlerini iş yerinde kullanabilecekleri gibi isterlerse iş yeri dışında da kullanabilirler. Tabi bu durum kural olmakla birlikte, eğer işçinin bu iznini iş yeri dışında kullanması, işin ve iş yerinin gereklerine aykırı düşüyor ve bu durum tehlike arz ediyorsa, işveren yönetim hakkına dayanarak işçinin iznini iş yerinde kullanmasını emredebilir ve bu durum, işçinin ara dinlemesi yapmadığı anlamına gelmez . Toplu iş sözleşmelerine ara dinlemesinin iş süresinden sayılacağına dair hüküm konulabilir. Ara dinlenmelerinin çalışma sürelerinden sayılmadığı kanun tarafından açıkça dile getirilmiştir. Fakat ara dinlenme süresi içerisinde, işçinin fiili olarak çalışması durumunda bu süreler, çalışma süresi olarak kabul edilir ve haftalık çalışma sınırının aşılması durumunda işçi zamlı ücrete hak kazanır. Ayrıca, Yargıtay kararlarına göre de işçi ara dinlemesini çalışmamakla birlikte, işverenin emir ve talimatlarını bekleyerek geçiriyorsa, artık ara dinlemesi çalışma süresinden sayılır. Ara dinlemesine ilişkin süreler, kanunda açıkça düzenlenmiştir. Buna göre; günlük çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin gelenekleri ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle işçilere,

  • Dört saat veya daha kısa süreli işlerde on beş dakika,
  • Dört saatten fazla ve yedi buçuk saate kadar (yedi buçuk saat dâhil) süreli işlerde yarım saat,
  • Yedi buçuk saatten fazla süreli işlerde bir saat ara dinlenmesi verilir.

Bu dinlenme süreleri en az olup aralıksız verilir. Ancak bu süreler; iklim, mevsim, o yerdeki gelenekler ve işin niteliği göz önünde tutularak sözleşmeler ile aralı olarak kullandırılabilir. İş Kanunu’ndaki işin düzenlenmesi hükümleri, işçilerin şahsına ilişkin olduğundan ara dinlenmesi, bir iş yerindeki işçilere aynı veya değişik saatlerde kullandırılabilir.

Ücretli Tatiller

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi işçi, ara dinlenmesi süresinde çalıştırılmamışsa herhangi bir ücrete hak kazanamadığı hâlde, ücretli tatiller olan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ve yıllık ücretli izinlerde işçinin fiilî ve farazi bir çalışması olmamasına karşın tatil dönemlerindeki ücretlerine hiçbir kesinti yapılmadan hak kazanır. İş Kanunu’nun 45. maddesine göre; toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmelerine hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatillerde işçilere tanınan haklara, ücretli izinlere aykırı hükümler konulamaz. Böylelikle, bu işçinin bu hakları güvence altına alınmıştır. Tabi bu hükümler de nisbi emredici olduğundan işçi lehine değiştirilebilirler.

Hafta Tatili

Dinlenme ve tatil hakkı kapsamında olan hafta tatilleri ilk olarak haftada bir gün dinî sebeplerle tatil yapılması şeklinde uyarlanmış, daha sonra sanayi devrimi ile birlikte ortaya çıkan sosyal sebeplere dayanılarak kabul edilmiştir. Hafta tatili ile ilgili hükümleri, hukukumuzda 1924 tarihli 394 sayılı Hafta Tatili Hakkında Kanun, 1981 tarih ve 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 46. maddesi düzenlemektedir. En temel olarak ise Anayasamızın 50. maddesi işçilere dinlenme hakkını sağlamıştır. Hafta Tatili Kanunu’nun 1. maddesine göre; on bin veya on binden fazla nüfusa sahip şehirlerde fabrika, imalathane, tezgâh, dükkân, mağaza, yazıhane, ticarethane, sınai ve ticari bilumum kurum ve kuruluşların haftada bir gün faaliyetlerini tatil etmeleri mecburidir. Nüfusu on binden az olan şehir ve kasabalarda hafta tatili, belediye meclislerinin karar ve ilanına bağlıdır. Fakat toplumun ihtiyaçlarının karşılandığı ve bundan dolayı sürekli çalışılası zorunlu işler olan hastaneler, dispanserler, eczaneler, vapur, tramvay, su, elektrik, gaz, telefon şirketleri, hanlar, oteller, fotoğrafhaneler, lokantalar, kahvehaneler turistik, hediyelik ve hatıra eşya satan ticarethane ve müesseseler ve işin durması sebebiyle bozulabilecek maddeler imal eden fabrikalar, bu maddenin kapsamı dışındadır. Burada çalışan işçilere, nöbetleşe olarak haftada bir gün izin kullandırılmalıdır. Aynı şekilde, Hafta Tatili Kanunu’nun 6. maddesinde sayılan fabrika, maden ocağı gibi yerlerde bekçilik, kapıcılık, alet ve cihazların temizliği gibi yapılması zorunlu işlerde, pazar günü çalışanlar için o hafta içinde başka bir gün kesintisiz 24 saat izin verilmelidir. Hafta Tatili Kanununa göre ticari ve sınai işletmelerde çalışanlar, haftada en fazla 6 gün çalıştırılabilirler. Fakat sanayi zümreleri dışında kalan işlerden ziraat, avcılık, balıkçılık, çobanlık, ormancılık ve benzeri işler, bu kanun hükmünden yararlanamazlar. 1475 sayılı İş Kanunu, hafta tatiline hak kazanmak için tatilden önceki 6 iş günü çalışılması koşulunu aramaktaydı. Fakat 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, bu kanunun 63.maddesinde zikredilen çalışma sürelerine uygun olarak çalışması koşuluyla işçi, 7 günlük zaman dilimi içerisinde kesintisiz 24 saat hafta tatiline hak kazanır. Yani işçi, iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile ve haftalık 45 saatin altında belirlenen süreyi çalışmış olması koşuluyla hafta tatiline hak kazanır. Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Kanunu’na göre hafta tatili pazar günüdür. Fakat yeni İş Kanunu’nda haftanın bir günü izin verilmesi gerektiği vurgulanmış, bu günün pazar günü olduğuna dair bir hükme yer verilmemiştir. Aynı şekilde Hafta Tatili Kanunu’na göre de pazar günü çalışılması durumda çalışan işçiye, o hafta içinde başka bir gün 24 saat izin verilmelidir.

Postalar Hâlinde Çalışma Yönetmeliği’ne göre ise, postalar halinde işçi çalıştırılarak yürütülen işlerde, işçilere, haftanın bir gününde 24 saatten az olmamak üzere ve nöbetleşme yolu ile hafta tatili verilmesi zorunludur. 24 saatlik süre 00.00’da başlayıp 24.00 bitecek zaman dilimini ifade eder. Yargıtay, 3 vardiya hâlinde çalışılan bir iş yerinde, cumartesi saat 24.00’da işe başlanıp pazar günü 08.00’e kadar çalışılmasını, pazar çalışılması olarak kabul etmemiştir . Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanu’nun 3. maddesine göre hafta tatili, 35 saatten az olmamak üzere cumartesi günü en geç saat 13.00’ten itibaren başlar. Aynı maddenin devamında ise İş Kanunu hükümlerinin saklı kaldığını belirtmiştir. Böylelikle hafta tatili, İş Kanunu’na tabi işlerde, bu kanunun 46. maddesine göre en az 24 saattir. Hafta Tatili Ücreti Hafta tatili ücretine hak kazanmak için işçinin,İş Kanunu’nun 63.maddesinde zikredilen çalışma sürelerine uygun olarak çalışması koşulu aranmıştır. Şu kadar ki

  • Çalışmadığı hâlde kanunen çalışma süresinden sayılan zamanlar ile günlük ücret ödenen veya ödenmeyen kanundan veya sözleşmeden doğan tatil günleri,
  • Evlenmelerde üç güne kadar ana veya babanın, eşin, kardeş veya çocukların ölümünde üç güne kadar verilmesi gereken izin süreleri,
  • Bir haftalık süre içinde kalmak üzere, işveren tarafından verilen diğer izinlerle hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinleri, çalışılmış günler gibi hesaba katılır.

Ayrıca, zorlayıcı ve ekonomik bir sebep olmadan iş yerindeki çalışmanın haftanın bir veya birkaç gününde işveren tarafından tatil edilmesi hâlinde, haftanın çalışılmayan günleri, ücretli hafta tatiline hak kazanmak için çalışılmış sayılır . Çalışılmayan hafta tatili günü için, işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir. Eğer işveren, işçinin rızasını almak koşuluyla işçiyi hafta tatilinde de çalıştırırsa işçi, çalıştığı o günlük ücreti tutarının yanında bu ücretin 1,5 katını daha almaya hak kazanır. Yani hafta tatilinde çalışan bir işçi, toplam günlük ücretinin 2,5 katını alır. Hafta tatili ücreti, işçinin çıplak ücretidir. Parça başına, akort, götürü veya yüzde usulü ile çalışan işçilerin tatil günü ücreti, ödeme döneminde kazandığı ücretin aynı süre içinde çalıştığı günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır . Saat ücreti ile çalışan işçilerin tatil günü ücreti, saat ücretinin yedi buçuk katıdır.

Maktu aylık alarak çalışan işçilere hafta tatili için, ayrıca ücret ödenmez. Bir iş yerinde işin bir haftadan fazla bir süre ile tatil edilmesini gerektiren zorlayıcı sebepler ortaya çıktığı zaman 24 ve 25. maddelerin (III) numaralı bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebeplerden ötürü çalışılmayan günler için işçilere ödenen yarım ücret, hafta tatili günü için de ödenir. İşçilere, geçici iş göremezlik ödeneğinin verilmesi gerektiği zamanlarda, geçici iş göremezlik süresine rastlayan ulusal bayram, genel tatil ve hafta tatilleri, ödeme yapılan kurum veya sandıklar tarafından geçici iş göremezlik ölçüsü üzerinden ödenir. Hastalık nedeni ile çalışılmayan günlerde, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneği, aylık ücretli işçilerin ücretlerinden mahsup edilir. Hafta tatilinde çalıştırıldığının ispat külfeti; şahit, puantaj kayıtları ve iş yeri kayıtları gibi her türlü delille işçiye, hafta içinde bir gün işçiye izin verildiği veya işçinin ücretinin ödendiğinin ispatı işverene aittir . Ulusal Bayram ve Genel Tatile rastlayan hafta tatilinde, çalışmayan işçiye ayrıca hafta tatili ücreti ödenemez .

Ulusal Bayram Ve Genel Tatil Ücret

Ulusal bayram, Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim gündür. UBGTK’ya göre ulusal bayram tatili, 28 Ekim saat 13.00’dan başlayarak 29 Ekim bütün gün devam eder. Bu kanuna göre genel tatiller ise; 23 Nisan günü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs günü Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı günü, 30 Ağustos günü Zafer Bayramı, Ramazan Bayramı (Arefe günü saat 13.00’ten itibaren 3,5 gündür), Kurban Bayramı (Arefe günü saat 13.00’ten itibaren 4,5 gündür) 1 Ocak günü yılbaşı tatili, 1 Mayıs günü Emek ve Dayanışma Günüdür. Bu Kanunda belirtilen ulusal bayram ve genel tatil günleri, Cuma günü akşamı sona ermesine müteakip Cumartesi gününün tamamı tatil yapılır. Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde resmî daireler ve kuruluşlar tatil edilir. Özel iş yerlerinin ise 29 Ekim günü kapanması zorunludur. Özel iş yerlerinden anlaşılması gereken özel sektör değil, özel hukuk hükümlerine tabi iş yerleridir. İş Kanunu’nun 44. maddesine göre ise, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde iş yerlerinde çalışılıp çalışılmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri ile kararlaştırılır. Sözleşmelerde hüküm bulunmaması hâlinde, söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayı gereklidir. Bu iki hükmü birlikte yorumlarsak, 29 Ekim günü iş hukukuna tabi bir iş yerinin kapatılması kural olmakla birlikte, eğer 29 Ekim günü çalışılacağı iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile hüküm altına alınmışsa veya sözleşmelerde belirtilmemesine karşın işçinin rızası varsa 29 Ekim günü çalışılabilir. İşçiler, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretlerini tam olarak alırlar. Eğer tatil yapmayarak çalışırlarsa, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücreti ödenir. Yani ulusal bayram ve genel tatil günü çalışan işçiye, 2 günlük ücreti tutarında bir miktar ödenmelidir. Bu farklılık dışında ücretle ilgili diğer bütün hükümler, hafta tatili ücreti ile ilgili hükümler ile aynıdır.

Yıllık Ücretli İzin

Dinlenme ve tatil hakkı içinde bulunan ve işçinin çalışma stresini, yorgunluğunu üzerinden atması, iş gücünün yenilenmesi, ücretli izinlerin genel amacıdır. Ara dinlenmeleri, kısa izin süreleri içeren hafta tatilleri veya ulusal bayram ve genel tatiller ile bu amaç, tam olarak yerine getirilememektedir. Yani asıl olan, yıllık ücretli izinlerdir. Yıllık ücretli izin döneminde işçinin, en az on dört gün çalışma yapmadan ve ücretini almak suretiyle uzun bir süre dinlenmesi ve çalışma dönemindeki yorgunluğu üzerinden atması, ailesi ve sosyal çevresi ile birlikte zaman geçirmesi hedeflenmektedir. Yıllık ücretli izin hakkı, Anayasamızın 50. maddesi ile güvence altına alınmıştır. Aynı şekilde, İş Kanunu’nun yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceğini düzenleyen 53. maddesi, yıllık izin ücretinin izinden önce peşin veya avans olarak vermeyi düzenleyen 57. maddesi ve yıllık ücretli izinden gerekli yararın sağlanması için yıllık ücretli izin döneminde çalışmayı yasaklayan 58. maddesi, yıllık ücretli izin hakkını güvence altına alan diğer maddeleridir. Yargıtay da 2002 tarihli bir kararında, yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilmesinin kanunen mümkün olmadığını belirtmiştir. Yıllık ücretli izin ile ilgili konular Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliğinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Yıllık ücretli izinler ile ilgili hükümler, nisbi emredici olup işçi lehine artırılabilirler.

Dinlenme ve Tatil Hakkı

Efor OSGB istanbul | İş Sağlığı ve Güvenliğiniz Emin Ellerde!…

isggm