Sıcaklık, Nem, Hava Akımı ve Termal Konfor
Kapalı bir ortamdan kirli havayı boşaltmaya, bir mekânın havasını doğal yolla veya mekanik yollarla değiştirmeye, orada hava dolaşımını sağlamaya havalandırma denir. Havalandırma işleminin asıl amacı ortam içinde bulunan sıcaklık, Nem, Hava Akımı ve Termal Konfor ve aşırı derecede ısınmış ve kirlenmiş hava yerine dışarıdan temiz hava alınması ve nemlilik derecesinden ileri gelen rahatsızlık duygusunun önlenmesidir. Hava iklimlendirme kavramı ile havalandırma kavramı bazen birbirlerine karıştırılmaktadır.
Hava iklimlendirme kavramının anlamı şudur; belli bir yer içine gönderilen havanın temizlenmesi, soğutulması, ısıtılması, nemlendirilmesi veya kurutulması suretiyle bu yer içinde istenen şartların oluşturulması faaliyetleridir. Havalandırma tesisleri ile tam iklimlendirme tesisleri arasında kesin bir sınır çizilmesi imkânı yoktur. Bazı ikimlendirme metotları bir havalandırma tesisi ile ortaklaşa uygulanırsa daha ekonomik bir çözüm yoluna ulaşılabilir. Mesela ortama gönderilen havanın ısıtılması veya soğutulması ve bu havada bulunan tozların filitreleme yolu ile tutulması imkân dâhilîndedir. İnsan vücudunda ısı, tuz, asit, baz, şeker vs. bazı fiziksel ve kimyasal değerlerin belli sınırlar içinde kalması gerekmektedir. İnsan vücudunda, yapısında, bu değerlerin belli aralıklarda kalmasını sağlayan, ayarlayan mekanizmalar mevcuttur. İnsan bu mekanizmalar ile olumsuz çevre şartlarına karşı kendini savunur ve olumsuz şartlarda dahi hayatiyetini devam ettirme imkânını sağlar. İnsan vücudunda mevcut olan bu dengelerden biri de ısıdır. Hasta olmayan normal bir insan vücudunun sıcaklığı 36 santigrat derecedir. Hâlbuki insan çevresi ile devamlı iletişim hâlindedir. Çevresindeki şartlardan devamlı etkilenmektedir. İnsanın çevre şartlarından biri de, hava sıcaklığıdır. Çalışanların, sıkılmaması, rahatsız olmaması, hastalanmaması, vücut kimyalarının bozulmaması için ortam şartlarını ve konumuz olan ısıyı uygun hâle getirmek gerekmektedir.
Yapılan bir araştırmaya göre,
• Sıcaklık 29 derece olursa performans % 5 düşer.
• Sıcaklık 30 derece olursa performans % 10 düşer.
• Sıcaklık 31 derece olursa performans % 17 düşer.
• Sıcaklık 32 derece olursa performans % 30 düşer.
Havalandırma sorunu ile sıcaklık sorunu birbirilerine ayrılmaz bir şekilde bağlıdır. İçinde oturulan bir yerin konforu, sıcaklık faktörüyle hangi ölçüde değişirse, serinlik faktörüyle de aynı ölçüde değişir. Dışarıdan yapı içine sokulan serin hava, mahal içi sıcaklığını, dışarıdaki gölge sıcaklığına indirebilecek miktarda olmalı, ayrıca, beden sıcaklığının düşürülmesi bakımından, mahal havasına yeter ölçüde bir hareket verilmelidir. İnsan ile sıcaklık arasındaki ilişkiyi en iyi anlatan kavram ısıl konfor kavramıdır. Isıl konfor; insanın, bulunduğu ortamın ısıl şartlarından hoşnut olma hâlidir. İnsan ile ortam arasındaki ısı alışverişini etkileyen büyüklükler ortamın ısıl şartlarını oluşturur. Bunlar; ortam havasının termometre sıcaklığı, bağıl nemi ve hızı ile ortamın ısı ışınım sıcaklığıdır. Nem, havada bulunan su buharı miktarıdır. Nemlilik, mevcut ortam ısısı koşullarında, iş yeri havasını doymuşluk düzeyine getirecek kadar su buharı değerine göre, yüzde oranı şeklinde ifade edilir. Havadaki nem miktarı “mutlak” ve “bağıl nem” olarak ifade edilir. Mutlak nem, birim (1 kg) havadaki su buharı miktarıdır. Bağıl (rölatif) nem ise, birim hacim havada bulunan su buharı miktarının, o sıcaklıktaki doymuş havada bulunması gereken su buharı miktarına oranıdır. Çalışma şekillerine göre bağıl nemin % 30-70 olması gerekir. Bir ortamı oluşturan yüzeylerin sıcaklığı, önemli ölçüde yapı bileşenlerinin ısı yalıtım ve ısı depolama özelliklerine bağlıdır. Bu sebeple, mevzuata da uygun inşa edilmiş yapılarda ısıl konforun sağlanması daha kolay ve ucuzdur. Çalışma yerinin sıcaklığında tekdüzelik sağlanmalıdır. Vantilatörler kullanılarak sıcaklığın etkisi azaltılmalıdır. Düşük sıcaklıkta hava akımı azaltılmalıdır. Hava sıcaklığı çalışma biçimine göre saptanmalıdır.
İklimlendirmenin Etkileri
Soğuk zamanlarda, üşüme duygusunun önlenmesi için, havalandırma işleminin yanı sıra yeter derecede bir ısıtma işleminin de yapılması gerekir. Yüksek sıcaklıklarda ise, yapılan havalandırma işleminin aşırı bir ısınma duygusuna engel olması gerekir. Soğukta çalışmanın en genel etkileri şunlardır:
Soğuk algınlığı,
Vücudun belirli yerlerinin donması,
Gözleme ve reaksiyon yeteneğinin azalması,
Hassas işlerde soğuk etkisiyle parmak ve vücut hareketlerindeki becerinin azalması. Aşırı sıcakta çalışmanın en genel etkileri şunlardır:
Nabız frekansının yükselmesi,
Deri sıcaklığının yükselmesi,
Terlemenin artması,
Tuz eksiklikleri, aşırı yorgunluk, sıcaktan baygınlık vb. Sıcak bir ortam içerisinde bulunduğu zaman, insan niçin rahatsızlık duygusu hisseder?
Rüzgâr niçin serinletici bir etki yapar? Sıcaklığın ve hava hareketinin insanın hayati fonksiyonları üzerindeki tesirinin anlaşılması önemlidir. İnsan vücudu devamlı şekilde ısı üretiminde bulunur. İnsan bu ısıyı, yediği besin maddelerinden alır. Üretilen ısı miktarı sarf edilen gayretlerle birlikte artar. Dinlenme hâlinde bulunan bir insan, takriben 100 kcal/saat değerinde ısı yayınımında bulunur. 6, 5 km/saatlik bir hızla yürüyüş hâlinde olan bir insanın etrafa yaydığı ısı miktarı, yaklaşık 350 kcal/saat civarındadır. Fakat, insan vücudu ısı depolama yeteneğine sahip değildir. Vücudun iç sıcaklığı yaklaşık 37 oC dolaylarında sabit kalmak zorundadır. Soğuk ortamlarda, ısı kaybı bir hayli çabuklukla oluşur; fakat, sıcak ortamlarda, vücut dışarıdan ısı alabilir. Bundan dolayı, insan vücudunun, sadece kendi ürettiği ısıdan değil, dışarıdan aldığı ısıdan da kurtulması gerekir. Bu işte, cilt yoluyla oluşan ısı kayıplarını hızlandırmak suretiyle, hava hareketleri kendisine yardımcı olur.
Efor OSGB istanbul | İş Sağlığı ve Güvenliği Bizimle Emin Ellerde!…
2013 Yılından Bugüne Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı‘ndan Yetkili OSGB