İmalat Sektörü Risk Değerlendirmesi
Tehlikelerin İşyeri ve Çevresine Vereceği Zararların Önlenmesi
İmalat Sektörü Risk Değerlendirmesi | ILO’ya (International Labor Organization) göre risk, “belli bir dönemde veya koşullar altında istenmeyen bir olayın ortaya çıkma olasılığı” biçiminde ifade edilirken risk değerlendirmesi “iş yerlerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin, çalışanlara, iş yeri ve çevresine verebileceği zararların ve alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmalar” olarak tanımlanmaktadır. Risk değerlendirmesiyle mevcut tehlikelerin ve risklerin neler olduğunun, neden kaynaklandığının, kimleri etkilediğinin, kabul edilebilir olup olmadığının ve önleme faaliyetlerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Risk değerlendirmesi faaliyetleri işverene iş kazası ve meslek hastalıklarını önleyerek maddi ve manevi birçok getiri sağlarken çalışanı ve üretimi de olumlu yönde etkilemektedir. Bu konuda yapılan incelemelerde kazanın az olduğu işletmelerde çalışanların kendilerini daha güvende hissettiği, bunun sonucunda iş verimi ve ürün kalitesinin de arttığı gözlemlenmiştir. Bu nedenle risk yönetiminin önemi gün geçtikçe artmaktadır. İSG yönetim sisteminin başarıya ulaşması için devlet, çalışan ve işverene önemli görevler düşmektedir. Devlet, mevzuat oluşturmak ve denetlemek zorundayken işveren bu mevzuatları uygulamaktan, çalışan ise kurallara uymaktan sorumlu tutulmuştur. Bu üçlünün uyumlu çalışması İSG yönetim sistemini başarıya ulaştıracaktır. Devlet 6331 sayılı İSG Kanunu ve ona bağlı yönetmeliklerle bu konuda mevzuat oluşturma sorumluluğunu yerine getirmiştir. İşverenler ise iş yerlerinde kuracakları İSG yönetim sistemlerini bu yasal çerçeveye oturtmak zorundadırlar. Buna bağlı olarak iş yerlerinde uygulanacak risk değerlendirmesi yöntemleri ve uygulamalarının mevcut mevzuata uyumlu olması gerekmektedir.
Mevzuatta Risk Değerlendirme
İş yerlerinde İSG yönünden yapılacak risk değerlendirmesinin usul ve esaslarını düzenlemek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 29.12.2012 tarihli Resmî Gazete’de 28512 sayısı ile “İSG Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği” yayımlanmıştır. Söz konusu Yönetmelik, 6331 sayılı İSG Kanunu kapsamındaki tüm iş yerlerini kapsamaktadır. Yönetmelik altı ana başlıkta değerlendirilebilir:
- Risk kurulması
- Tehlikelerin tanımlanması
- Risklerin belirlenmesi ve analizi
- Risk kontrol adımları
- Dokümantasyon
- Risk değerlendirmesinin yenilenmesi
Yönetmelik özet olarak risk değerlendirmesinde uyulması gereken esasları belirtmektedir. Ancak, bir risk değerlendirmesinin nasıl yapılacağı veya hangi yöntemin kullanılması gerektiği hakkında bilgi vermemektedir. Yönetmeliğin 9’uncu maddesi 2’inci bendinde de bu hususa açıklık getirilmiş, “ Toplanan bilgi ve veriler ışığında belirlenen riskler; işletmenin faaliyetine ilişkin özellikleri, iş yerindeki tehlike veya risklerin nitelikleri ve iş yerinin kısıtları gibi faktörler ya da ulusal veya uluslararası standartlar esas alınarak seçilen yöntemlerden biri veya birkaçı bir arada kullanılarak analiz edilir. ” denmiştir. Söz konusu maddede bir işletmede uygulanacak risk değerlendirmesi yöntemini seçerken işletmenin faaliyeti ve yöntemin ulusal veya uluslararası standartlara uygunluğuna dikkat edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Risk Değerlendirme Yöntemleri
Değişik amaçlar için kullanılan birçok risk değerlendirme yöntemi bulunmaktadır. Bu yöntemlerden bazıları insanların iş sahaları ve çalışma ortamındaki tehlikeleri analiz etmek için kullanılırken bazıları da sistem ve prosesleri analiz etmek için kullanılır. Ayrıca belirli endüstriler için geliştirilmiş yöntemler de bulunmaktadır. Risk değerlendirme yöntemleri genel olarak kalitatif, kantitatif ve karma yöntemler olmak üzere üç grupta incelenmektedir.
- Kalitatif yöntemlerde, risk değerlendirmesinde sayısal verilerin yerine sözel veriler kullanılmakta, değerlendirmeyi yapanın tecrübelerine ve sezgilerine dayanarak riskleri ve risk önceliklerini tahmin etmektedir. Bu tahmin tamamen subjektif verilere dayanmakta ve bilimsel bir nitelik taşımamaktadır. Bu tür yöntemler, değerlendirmeyi yapan uzmanın tecrübesi, olaya bakış açısı, sezgi ve muhakeme kabiliyeti, sonuçların doğruluğu açısından önemlidir. Bu nedenle, kritik risk değerlendirmelerinde sadece kalitatif yöntemlere başvurulması risklidir.
- Kantitatif risk analizinde, tehlikeli bir olayın meydana gelme ihtimali, tehlikenin etkisi gibi sözel veriler, sayısal verilere dönüştürülür. Bu değerler risk değerlendirme yöntemleriyle işlenerek risk değeri bulunur. Kantitatif risk değerlendirme yöntemleri, olasılık ve güvenirlik teoremleri gibi basit teknikleri kullanabileceği gibi, çok kriterli karar verme yöntemleri, simülasyon modelleme gibi karmaşık teknikleri de kullanabilir. Risk = Tehlikeli Bir Olayın Meydana Gelme Olasılığı X Tehlikenin Şiddeti formülü, kantitatif risk analizinin temel formülüdür.
- Bazı durumlarda risk analizinin yapılabilmesi için hem kantitatif, hem de kalitatif yöntemlerin kullanılması gerektiğinde her iki yöntemin birleşiminden oluşan karma metotlar kullanılmaktadır. Riskin değerlendirilmesinin ana amacı riskleri kabul edilebilir seviyede kontrol altında tutmaktır. Bir işletmede risklerin sadece olasılık ve şiddetinin hesaplanması o işletmenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Önemli olan belirlenen risklere uygun önlemlerin alınarak risklerin kabul edilebilir düzeye indirilmesidir.
İş yerlerinde doğru uygulanan risk değerlendirme çalışmaları ortam koşullarında iyileşme meydana getirmeli; bu da iş kazası, meslek hastalığı meydana gelme sıklık hızı ile ağırlık hızında azalma şeklinde yansımalıdır. Bu bölümde mevzuatlara uygun, anlaşılması ve uygulanması kolay, imalat sektörüne uygun, ulusal ve uluslararası kabul gören, yaygın olarak kullanılan iki yöntemden bahsedilecektir. Bunlardan ilki, İSGİP (Türkiye’de İş yerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Koşullarının İyileştirilmesi Projesi) kapsamında geliştirilen 3T Risk Değerlendirmesi (RD) yöntemidir. 3T RD yöntemi imalat ve proses endüstrileri de dâhil çeşitli sektörlerde uygulanmak üzere tasarlanmıştır. Söz konusu yöntem büyük şirketlerin yanı sıra KOBİ’lerde de kullanılabilmektedir. Diğer metot ise, ”L TİPİ MATRİS” diyagramlarıdır. Bu yöntem iki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkiyi analiz etmekte kullanılan, sebep-sonuç ilişkisine dayanan bir değerlendirme aracıdır. Bu metot ile bir olayın gerçekleşme ihtimali ile gerçekleşmesi sonucunda meydana gelebilecek zarar veya hasarın şiddeti arasında ilişkiye dayalı olarak değerlendirme yapılır.
3T RD (Risk Değerlendirme) Yöntemi
3T RD yöntemi bir iş yerinde geniş yelpazede bulunabilecek risk alanlarını kapsayan çeşitli modüllerden oluşmuştur. Bu modüllerin yanında, iş yerlerinde oluşabilecek çeşitli tehlikeleri tanımlayan, toplamda 104 (yüz dört) maddeden oluşan bir kontrol listesi içeren A-4 formları verilmiştir. Ayrıca bunlara yeni maddeler ve yeni modüller eklemek de mümkündür.
3T Risk Değerlendirmesi Uygulamasının Faydaları
- Yalnızca ihtiyaç duyulan modüllerin seçilmesi ve soruların hazır olması zaman kazandırır.
- Listede olmayan tehlikelerin ilave edilebilmesi kolaydır.
- A4 –prensibi, süreci basit ve kolay hale getirir.
- İyileştirmelere ihtiyaç olup olmadığını değerlendirmek ve karşılaştırma yapmak kolaydır.
Risk Değerlendirmesi Adımları
Risk değerlendirmesi planlaması ; planlama aşaması risk değerlendirmesinin sistematik ve kapsamlı bir şekilde yapılmasını sağlamak için gereklidir. Buna ek olarak planlama risk değerlendirmesi sürecini kolaylaştırır ve hızlandırır. Planlama aşağıdaki faaliyetleri içermelidir:
- Önceden vuku bulmuş kazalar, hastalıklar, ramak kalalar vb. geçmiş verilerin toplanması,
- Yönetim kadrosu ile çalışanların taahhüdü ve katılımının sağlanması
- Risk değerlendirme ekibine eğitimlerin verilmesi
- İş yerinin risk değerlendirmesi için birimlere ayrılması
- Her bir birimde kullanılacak 3T RD modüllerinin belirlenmesi
- Risk değerlendirmesinin nasıl yapılacağının planlanması
- İyileştirici önlemlerin ve izleme faaliyetlerinin nasıl yapılacağının belirlenmesidir. Bu bölümde planlama faaliyetleri adımlarından sadece risk değerlendirmesi üzerinde detaylı durulmuştur.
Tehlikelerin belirlenmesi ; risk değerlendirmesi için çok önemli bir adımdır ve tüm risk değerlendirme yöntemlerinin de ortak noktasıdır. Eğer iş yerinde herhangi bir nedenle tehlike belirlenmeden atlanacak olursa, o iş yerinde o tehlike ile ilgili riskler belirlenemez ve önleyici tedbir alınamaz. Böyle bir hatanın sonuçları maddi ve manevi olarak ağır olabilir. Bu nedenle tüm tehlikelerin kapsamlı bir şekilde ele alınması çok önemlidir. Geçmiş veriler toplandıktan ve gözden geçirildikten sonra risk değerlendirmesi ekibi tarafından saha denetlemeleri yapılmalı ve potansiyel tehlikeleri belirlemek için iş adımları gözlemlenmelidir. Bunun için her bir modülde yer alan kontrol listelerindeki maddeler ayrı ayrı ele alınmalıdır. Maddeler
incelenirken uzmanlar iş yerinde gözlem yapmalı; mühendislerle, şeflerle ve mümkünse tüm çalışanlara ulaşılarak çalışanların görüşleri alınmalıdır. Hiçbir ayrıntı gözden kaçırılmamalıdır. 3T RD Yöntemi modüler bir yapıya sahiptir. Risk değerlendirmesinde kullanılması zorunlu 5 temel modülden oluşur. Bunlar metal sektöründeki tüm ilgili riskleri kapsamaktadır. Ayrıca bazı proses veya işleri değerlendirirken kullanılan 9 adet özel ve daha kapsamlı modül de bulunmaktadır. Her bir modül bir kontrol listesi ve her bir tehlike için ayrı açıklamaların yanı sıra temel yasal yükümlülüklerin tanımlarını veya doğru uygulamalarını barındırmaktadır. Özel modüllerde toplam 71 adet kontrol listesi maddesi bulunmaktadır. Kontrol listelerinin tamamı ise kaynaklar bölümünde verilen adresten elde edilebilir. Kontrol listesi maddelerinin yeterli olmadığı durumlarda yeni bir modül veya kontrol listesi maddesi eklenmesine ihtiyaç duyulabilir. Bu durumda, diğer modüllerdeki genel biçim özellikleri izlenerek işletmeye özel maddelerin yer aldığı ve başlangıçta boş olan Modül O hedefe özgü nitelikler yaratılabilir veya daha kolayı mevcut modüllere birkaç yeni madde eklenebilir.
Risk Değerlendirme Tablosu (L Tipi Matris Yöntemi)
En sık kullanılan yaklaşımlardan biri olan risk değerlendirme matrisi ABD Askeri Standardı MIL_STD_882-D olarak da bilinen sistem güvenlik program gereksinimini karşılamak maksadıyla geliştirilmiştir. Matris diyagramları iki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkiyi analiz etmekte kullanılan bir değerlendirme aracıdır. L Tipi Matris özellikle sebep-sonuç ilişkilerinin değerlendirilmesinde kullanılır. Bu metot basit olması nedeniyle tek başına risk analizi yapmak zorunda olan analistler için idealdir. Ancak değişik tehlikeler içeren veya birbirinden çok farklı yapıya sahip işlerin hepsi için tek başına yeterli değildir ve uzmanın tecrübesine göre metodun başarısı değişecektir. Bu tür işletmelerde özellikle zamanın kısıtlı olduğu ve acilen önlem alınması gerekli olan tehlikelerin tespitinin yapılabilmesi için kullanılmalıdır. Bu metot ile öncelikle tespit edilen bir tehlikenin gerçekleşme ihtimali ile gerçekleşmesi sonrasında sonucunun derecelendirilmesi ve ölçümü yapılır. Basit anlamda risk yönetim sistemi beş adımdan oluşur
- Adım: Tehlikelerin Belirlenmesi
- Adım: Risklerin Değerlendirilmesi
- Adım: Kontrol Tedbirlerine Karar Verilmesi
- Adım: Kontrol Tedbirlerinin Uygulanması
- Adım: İzleme ve Tekrar Gözden Geçirme
Efor OSGB İstanbul; Tecrübeli İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleriyle İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinizde kaliteli ve güvenilir OSGB’dir. Efor OSGB ile Geleceğe GÜVENLE Bakın!