Afet Haberleşmesi İhtiyaçlarının Tasnifi
Afet Haberleşmesi | Günlük hayatın her anında olduğu gibi, bir afet anında da en kritik ihtiyaç haberleşmedir. Çoğu insan meselenin ne kadar vahim bir boyutta olduğunu ancak haberleşme altyapısı çöktüğünde algılar. 17 Ağustos 1999 depremi gibi büyük çaplı doğal afetlerde altyapı tamamen çökmüştür. Pek çok insanın farkında olmadığı şey, HSBC bombalaması gibi görece küçük çaplı bir acil durum anında yaşandığı gibi, mevcut sistemlerin ortaya çıkan yüksek miktarlardaki haberleşme, ihtiyacına cevap veremeyeceğidir. Çünkü bu tür sistemler ortalama kullanım ihtiyacına göre planlanır. Normalin çok üzerindeki bir miktarda insan sisteme yüklendiğinde sistem çalışamaz hâle gelir. Bu tür durumlar için bir kısım insanlar uydu telefonlarından medet ummaktadır. Oysa uydu telefonlarıyla ilgili çok ciddi birtakım sorunlar mevcuttur.
Çoğu insanın aklına ilk gelen şey uydu telefonlarının aşırı pahalı olan maliyetidir. Oysa günlük kullanım için yüksek olan maliyet faktörü insan hayatının söz konusu olduğu bir durumda göz ardı edilir. Asıl sorunların başında uydu telefonlarının kapalı mekânlarda çekmemesi gelir. Sağlıklı bir haberleşme için uydu telefonu açık arazide kullanılmalıdır. İkinci büyük sorun enerjidir. Uydu telefonlarının bataryası düzenli olarak şarj edilmediği takdirde, lazım olduğu anda boşalmış olacaktır. Çünkü kullanılmasa dahi cihazın bataryası telefonun iç dirençleri nedeniyle zamanla kendiliğinden boşalır. Üçüncü büyük sorun ise lazım olduğunda nasıl kullanılacağını hatırlayabilmektir. Bir afet ya da acil durum anında, gündelik ihtiyaçlar için her an kullanılmayan bir cihazın nasıl kullanılacağını keşfetmek üzere harcanan zaman bazı hayatların kaybedilmesi anlamına gelebilir. Kriz bölgesine görece uzak olan merkezler ve sabit birimler, telefon, faks, internet, cep telefonu gibi araçlarla haberleşme imkânına sahiptir. Ancak, bir afet ya da acil durum anında kriz bölgesinde sağlıklı haberleşme için kullanılabilecek tek alternatif telsizdir. Afet haberleşmesi konusunda ortaya çıkacak sorunların aşılmasında farklı noktalardaki haberleşme ihtiyaçlarını gruplandırarak tasnif etmek çözüm için önemli bir yol gösterici olacaktır:
- Arazideki ekibin kendi içinde
- Arazideki ekibin kendi operasyon merkeziyle
- Arazideki ekibin diğer ekiplerle ve onların merkezleriyle
- Operasyon merkezinin kendi sabit merkeziyle
- Sabit merkezin diğer kurumların sabit merkezleriyle
Arazideki Ekibin Kendi İçinde
Arazideki ekibin kendi içindeki haberleşmesi, kısa mesafeli olacağı için çözümü en basit olanıdır. İzin gerektirmeyen PMR türü cihazlarla dahi kolayca çözülür. Ancak telsiz kullanan personelin aşağıda vereceğimiz bilgilere sahip olmadığı durumlarda, çıkması muhtemel bir kısım sorunların üstesinden gelmesi mümkün olmayacaktır. Bu nedenle bir afet ya da acil durum anında haberleşme yapacak herkesin temel telsiz kullanım bilgisine sahip olması zorunludur. Bu bilgiler aşağıdaki başlıklar altında verilmiştir:
- Cihaz koruma yükümlülüğü
- Frekansların mantığı ve farkları
- Cihazların kullanımı
- Konum seçme
- Telsiz haberleşmesi
Arazideki Ekibin Kendi Operasyon Merkeziyle
Arazideki ekibin kendi operasyon merkeziyle haberleşmesi gerektiğinde ortaya bir haberleşme trafiği sorunu çıkmaktadır. Çünkü merkezin haberleşeceği ekip sayısı birden fazladır. Trafik sorununu aşabilmek için yine telsiz kullanan herkesin sahip olması gereken birtakım bilgiler vardır. Bu bilgiler aşağıdaki başlıklar altında verilmiştir:
- Organizasyon
- Haberleşme düzeni
- Afet ve acil durumlarda haberleşme
- Sıkça rastlanan sorunlar ve çözüm yolları
Arazideki Ekibin Diğer Ekiplerle ve Onların Merkezleriyle
Kurumlar arası koordinasyon gibi oldukça karmaşık bir sorun içeren bu tür haberleşme, bir haberleşme merkezinin kurulmasını ve haberleşme uzmanı bulundurulmasını gerektirmektedir. Konunun ayrıntıları bir sonraki ünitede ele alınacaktır.
Operasyon Merkezinin Kendi Sabit Merkeziyle
Uzak mesafe afet haberleşmesi ihtiyacı nedeniyle, bu tür bir haberleşme de bir haberleşme merkezinin kurulmasını ve haberleşme uzmanı bulundurulmasını gerektirmektedir. Konunun ayrıntıları bir sonraki ünitede ele alınacaktır. Sabit merkezin diğer kurumların sabit merkezleriyle. Kriz merkezine uzak bulunan kurumsal sabit merkezin diğer kurumların sabit merkezleriyle olan haberleşme ihtiyacının, telefon, faks, internet, cep telefonu gibi araçlarla giderilebileceği varsayıldığından bu yazıların kapsamı dışında bırakılmıştır.
Cihaz Koruma Yükümlülüğü
Telsiz cihazları pahalı cihazlardır. En ucuzunun fiyatı 250 ila 500$ arasındadır. Dolayısıyla çalınma, kaybolma ve muhtemel hasarlara karşı korunması, gerek kaynakların verimli kullanılması gerekse bireylerin mali sorumluluğu açısından önemlidir. Ancak, telsiz cihazlarının korunması için mali sorumluluktan daha önemli sebepler vardır.
Yürürlükteki Türkiye Cumhuriyeti mevzuatına göre, telsiz cihazları neredeyse ateşli silahlarla eşit tutulmakta; kaybedilmeleri hâlinde çok ciddi yaptırımlar söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle pek çok kurumda telsiz cihazları da sürekli kilit altında tutulur ve ancak zimmet karşılığı ödünç verilir. Telsiz ödünç alanların da zimmetlerindeki cihazları en iyi şekilde koruması ve usulüne uygun kullanması, her şeyden önce kanuni bir yükümlülüktür. Bu nedenle, el telsizlerinin özellikle suya düşürülmesi veya ıslanmasından kaçınılmalıdır. Yağmurlu havalarda yağmurluk dış ceplerinde taşınan el telsizlerinin cep dibine biriken sudan zarar görme olasılığı vardır. Kapalıyken suya düşürülen bir el telsizi hiçbir surette çalıştırılıp “kontrol edilmemeli”, aküsü derhal çıkartılmalı ve cihaz hemen teknisyene iletilmelidir.
Frekansların Mantığı ve Farkları
-
Prensip açısından
Telsiz frekansları planlanırken iki farklı çalışma prensibi esas alınır. Bunların ilki, iki telsizin doğrudan doğruya aynı frekans üzerinden haberleşmesidir. Bu türlü görüşmelere simpleks (yakın kanal görüşme) adı verilir. Bu türde görüşme, cihazların menzili ile sınırlıdır. Sabit merkez telsizleri en uzak, araç cihazları orta ve el cihazları en kısa menzile sahip cihazlardır. Haberleşme menzili normalde bulunulan konumla doğrudan orantılı olmakla birlikte, genelde ufuk mesafesi ile sınırlıdır. Bazı olumsuz koşullarda ve özellikle el telsizleri kullanıldığında, bu menzil bir kaç kilometreye kadar düşebilir. Yüksek konumlar ve açık alanlar avantajlıdır. Kısacası, bulunulan ortama koşut menzil farklılıkları ve ulaşılamayan noktalar”, “ölü bölge” türü sorunlar telsiz haberleşmesinin ayrılmaz parçasıdır. İkinci tür telsiz haberleşmesi ise röle (ing. repeater=tekrarlayıcı) adı verilen aktarma istasyonları aracılığıyla yapılan haberleşmedir. Özellikle tesir mesafesi sınırlı el cihazları ile görece daha uzun mesafelerde görüşme yapabilmenin tek yolu budur. Çünkü röle istasyonları olabildiğince yüksek tepelere konumlandırılır. Bu sayede, birbirlerini doğrudan göremeyen cihazların haberleşebilmesi de mümkün olur. Röle istasyonu, gelen sinyali belirli bir frekanstan alır ve el cihazına kıyasla çoğunlukla daha güçlü olarak başka bir frekanstan yayınlar. Röle üzerinden haberleşecek cihazlar da alma (Rx) ve gönderme (Tx) için yine bu farklı frekansları kullanırlar. Tek farkı, alma frekansı olarak rölenin gönderme frekansını, gönderme frekansı olarak rölenin alma frekansını kullanmalarıdır. Büyük metropollerde aynı kanalda çalışan azami 8 adet röle birbirleriyle irtibatlandırılarak “link”lenmekte, böylece “ölü bölge” sorunu en aza indirilmektedir. Bu tür röle düzenlerine “geniş alan röle” adı verilmektedir. Röleli sistemlerin bu özellikleri, rölelerin bulunduğu haberleşme kanalının öncelikle tercih görmesine neden olur. Ancak haberleşme trafiği yoğunluğunun artması bu sistemlerde bir tıkanma tehlikesini gündeme getirir. Röle üzerinden haberleşme yapacak istasyon sayısı çok olduğundan, röle frekanslarının mecbur kalınmadıkça doğrudan haberleşme için kullanılmaması ve temel olarak buluşma noktası olarak kullanılması ana kuraldır. Bu nedenle birbiri ile doğrudan haberleşme menzili içinde bulunan birimler “yakın kanal” olarak da adlandırılan simpleks frekanslarda haberleşmeyi tercih etmelidir. Seyyar birimlerin kendi aralarında yapmaları gereken haberleşme ya da yardımcı çevrimler bu yöntem ile yapılır.
Genelde merkeze iletilmesi zorunlu olmayan ve sadece iki birimin birbiri ile yapması gereken haberleşme için bu yöntem seçilmeli ve röle kanalının yükü azaltılmalıdır. Örneğin hastayı nakletmek üzere bina içine giren ambulans personelinin araç yanında kalan şoförden yardım istemesi gibi durumlarda yakın kanal daha doğru bir tercihtir. Rölelerin “çıkış frekansı”, genellikle “yerel yakın kanal” frekansı ile aynıdır. Böylece yakın kanalı yukarıdaki hasta indirme örneğindeki gibi dinleyen ekibin Merkez tarafından yapılan anonsları izleme olanağı sağlanmış olur. (Ancak, yerel ihtiyaç bittikten sonra cihazın tekrar röle kanalına getirilmesi unutulmamalıdır. Aksi takdirde merkezin çağrılarına cevap vermek mümkün olmayacaktır.) Her kuruluşa, kendine ait ve başkalarınca paylaşımı söz konusu olmayan ve ilgili kuruluşun görev alanı ile sınırlı frekans (kanal) tahsisleri yapılması ana kuraldır. Örneğin Ankara 112 Acil ile Çankırı 112 Acil’in kanalları ayrıdır. Böylece iki komşu birimin birbirlerinin haberleşmesini gereksiz yere dinlemesi önlenmiş olur.
-
Frekans cinsi açısından
Telsiz haberleşmesinde kullanılan pek çok farklı frekans bandı vardır. Bunların yaygın olarak kullanılanları HF (High Frequency=Yüksek Frekans), VHF (Very High Frequency=Çok Yüksek Frekans) ve UHF (Ultra High Frequency=Ultra Yüksek Frekans) adını alır. Bunların kullanım amaçları ve tesir mesafeleri de farklıdır HF genelde uzun mesafeli görüşmeler için kullanılır. VHF orta ve kısa mesafe haberleşmede uygundur. UHF’nin tesir mesafesi daha kısa olmakla birlikte, mikro dalga prensiplerine daha yakın olduğundan bina vb. engellerin bulunduğu ortamlarda daha etkili haberleşme imkânı sunar.
-
Frekans aralığı açısından
Hangi frekansların hangi amaçlarla kullanılacağı uluslararası anlaşmalarla ve her ülkenin kanunla belirlenmiş yetkili kuruluşu (Türkiye’de Telekomünikasyon Kurumu) tarafından belirlenir. Frekans aralıkları başlıca üç grup altında toplanabilir. Bunların ilki profesyonel frekanslardır ve genelde deniz ve hava haberleşmeleri ile askeri haberleşmelerde kullanılır. İkincisi amatör frekanslardır ve kullanımı için özel bir sınava girilerek alınan amatör telsizcilik belgesi (ehliyet) sahibi olmayı gerektirir. Üçüncüsü ise tahsisli (kamu/özel sektör) frekanslardır ve yalnızca tahsis edildiği kuruluşun elemanları tarafından kullanılabilir.
Ülkemizde özellikle deprem, sel, toprak kayması gibi risklerin yoğun olduğu yerlerde Afet Haberleşmesi konusu büyük önem taşımaktadır.
Efor OSGB İstanbul; Tecrübeli İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleriyle İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinizde kaliteli ve güvenilir OSGB’dir.